Hepimiz hayattan bir şeyler
istiyoruz. Kim refah içinde sağlıkla yaşamak istediği gibi harcayıp istediği
mekânlarda yaşamak istemez ki? Ancak, iyi şeyler istiyorsanız, iyi şeyler
vermelisiniz. “Ne istiyorum”un karşılığı, “ne vereceğim”dir. Bugün aldığınız
sonuçlar geçmişte yaptıklarınıza dayanır.
Yarın, geçmişteki
tercihlerinizden ötürü pişmanlıklar yaşamak istemiyorsanız yol haritanızı
belirlemelisiniz.
Yol haritası dört temel kavram
içerir: Hedef, farkındalık, esneklik ve sonuca ulaşma.
Hedef: Hedefi belirlemek, hedefe ulaşmak için ilk adımdır. Örneğin bir taksiye bindiniz. Taksici sordu: “Nereye abi/abla?” Cevabınız, “Nereye olursa” mı olur? Yalnız, unutmayın ki hedefi net olarak bilmek, onu gerçekleştirmeye yetmez.
Farkındalık:
İncirlatı’nda Özdilek önünde bir arkadaşınızla buluşacaksınız. Taksiciye, “Beni
İnciraltı’na götür” dediniz ve diyelim ki siz şu an Alsancak’tasınız. Taksici,
Alsancak Garı yönüne döndü. Taksiciyi yanlış yöne gittiği için hemen uyarmaz
mısınız? Eğer uyarıyorsanız, gittiğiniz yolla ilgili bir farkındalığa
sahipsiniz demektir.
Esneklik:
Sahil yolundan İnciraltı’na doğru gidiyorsunuz ve Göztepe’ye geldiniz. Yol kaza
nedeniyle kapanmış. “Buraya kadarmış” deyip geri mi dönersiniz? Yoksa Mithat
Paşa Caddesi’ne girip Üçkuyular’dan geçerek İnciraltı’na gitmeyi mi denersiniz?
Hedefe ulaşma mücadelesinde belirlediğiniz yol ya da yöntemlerde bir sorun çıktığında yeni yol ve yöntemler bulma çalışmasına ‘esneklik’ denir.
Hedefe ulaşma mücadelesinde belirlediğiniz yol ya da yöntemlerde bir sorun çıktığında yeni yol ve yöntemler bulma çalışmasına ‘esneklik’ denir.
Sonuca Ulaşma:
Tüm engelleri aşarak İnciraltı’na kadar geldiniz. Özdilek’in bulunduğu yere
gelip arkadaşınızla buluşmadıkça hedefinize tam ulaşmış sayılmazsınız.
BAŞARI
Başarı kendiliğinden gelmez, başarıyı elde etmek için akıl, çaba ve
süreklilik gerekir.
Başarmak için;
* Dilemelisiniz
* İstemelisiniz
* Etkin ve uygulanabilir bir çalışma programınız yani
yol haritanız olmalı
* Rahatlamalısınız
Dilemek: Dilemek serbesttir, her şeyi
dileyebiliriz. Dilemek önemlidir, hedefi belirler ama sadece dileyerek hiçbir
şey elde edemeyiz.
İstemek: İstemek ile dilemek arasında
temel bir fark vardır. İstemek; sorumluluk almak, istediğimiz şeyler için
zaman, para, enerji… harcamayı göze almak demektir. Herkes bir şeyler diler ama
gerçekten isteyen ve bu isteği doğrultusunda fedakârlık yapmaya hazır olanlar kazanır.
Yol
Haritası: İstemek yeterli midir? Hayır! İsteğinize ulaşmak için bir
planını, yol haritanız olmalıdır. Etkin ve gerçekçi bir planınız yoksa stres
altında kalırsınız. Hem ister hem de bu isteğinize ulaşmak için gidilecek yolu
kaybedersiniz. UYGULANABİLİR PRATİK VE GERÇEKÇİ bir planınız yani çalışma
programınız olmalıdır. Bu program başlangıçta sizin şu anki durumunuza uygun
olmalı temposu yavaş yavaş artmalıdır.
İnsanlar aynı saati söyler ama aynı zamanı
yaşamazlar. Zaman hem kişisel bir şeydir hem de size ait değildir. Kullanım
hakkı size ait olan bir emanettir.
Umutlu ve umutsuz insanlar arasındaki temel
farklılıklardan biri de umutlunun bir planı yol haritası varken diğerinin
olmamasıdır.
Etkin ve Uygulanabilir Bir Çalışma Programı Nasıl Hazırlanılır?
Etkin ve Uygulanabilir Bir Çalışma Programı Nasıl Hazırlanılır?
Her insan bir diğerinden farklı olduğuna göre her
insanın da gerek öğrenme stratejisi gerekse çalışma programı bir diğerinden
farklı olacaktır. Bu nedenle bir öğrenci için makul ve kabul edilebilir bir
program bir diğerinde işe yaramayabilir. Başarılı bir ders çalışma ortamı için
olmazsa olmaz temel ihtiyaç ne istediğini bilen istekli bir öğrencidir.
45-50 dakikalık çalışma periyotları ve 10-15 dakikalık
dinlenme periyotları içeren esnek, elde olmayan nedenlerle oluşan aksamanın bir
sonraki günün programını bozmadığı, günlük veya haftalık toplam çalışma
süresinin belli olduğu, günün rahat ve uygulanabilir saatlerini içeren
öğrencinin uyku kalıbını dikkate alan bir program olmalıdır.
Öğrenciler genellikle birkaç
günden fazla uyamayacakları ağır programlar hazırlarlar sonra da programa
uyamadıkları için bizzat kendilerine karşı mahcup ve yenilmiş olma duygusu
yaşarlar. Örneğin günde beş saatlik bir çalışma programı hazırlayan bir öğrenci
dört buçuk saat çalıştığında programa uymamış olacaktır. Oysa dört buçuk saat
çalışmıştır. Öyleyse bir program hazırlarken her şeyden önce gerçekçi olmalı
kendimizi tanımalıyız. Uyulamayan bir program ne kadar mükemmel olursa olsun
başarısızdır.
Çalışma programınızda mutlaka
ödüller ve cezalar da olmalıdır. Örneğin cumartesi günlerinize çalışma
koymayınız ve hafta içi programınıza uyduğunuz sürece cumartesi istediklerinizi
yapınız (ödül). Ancak herhangi bir nedenle hafta içinde programa uyamadığınızda
yapamadığınız çalışmaları cumartesine aktarınız ve arkadaşlarınızla gezmekten,
sinemadan, kafelerden mahrum kalınız (ceza).
Programınızı mutlaka iki
haftada bir gözden geçiriniz, uyulamayan kısımları değiştiriniz günlük çalışma
süresini ihtiyaç duyuyorsanız arttırınız.
Rahatlamak: Hepimizin rahatlamak için kullandığı bazı yöntemler vardır. Spor yapmak, hobilerimizle uğraşmak gibi. Zorlu sınav sürecinde rahatlama yöntemlerini kullanmayı ihmal etmemelisiniz. Baltanızı sürekli bilemek amacınıza daha kolay ulaşmanızı sağlar.
Gerilim anında hafıza devre dışı kalır. En temel bilgileri bile kimi zamana hatırlayamazlar. Bilgi yarışmasındaki insanlara bakın. Rahat olanlar üst sorulara kadar kaygısızca ilerlerken gergin ve heyecanlı olanlar diğerlerinden fazla donanıma sahip bile olsalar ilk sorularda takılmaktadırlar. Rahatlamak vücudun enerjisini arttırırken gergin insanlar sadece kendilerinin değil, yaydıkları negatif enerji nedeniyle çevrelerindekilerin de enerjisini emer, onları da kötü etkilerler. Rahatlama insanın beyin gücünü üst noktalara taşır. Ancak RAHATLAMA ASLA BOŞVERMİŞLİK değildir.
Gerilim anında hafıza devre dışı kalır. En temel bilgileri bile kimi zamana hatırlayamazlar. Bilgi yarışmasındaki insanlara bakın. Rahat olanlar üst sorulara kadar kaygısızca ilerlerken gergin ve heyecanlı olanlar diğerlerinden fazla donanıma sahip bile olsalar ilk sorularda takılmaktadırlar. Rahatlamak vücudun enerjisini arttırırken gergin insanlar sadece kendilerinin değil, yaydıkları negatif enerji nedeniyle çevrelerindekilerin de enerjisini emer, onları da kötü etkilerler. Rahatlama insanın beyin gücünü üst noktalara taşır. Ancak RAHATLAMA ASLA BOŞVERMİŞLİK değildir.
Gülmek dünyanın en masrafsız makyajıdır. Gerçek
gülüş, sağlığa mükemmel bir katkıdır. Gülerken vücudumuz gevşer, her türlü
mutluluk hormonu salgılanır. Bu hormonlar aynı zamanda acı ve ağrı kesmeye de
yardımcı olurlar. Gülmek, uykusuzluğa da iyi gelir.
Gerilimdeki birinin
rahatlaması mümkün değildir. Önce gerilimi azaltmalıyız. Bunun yöntemlerinden
biri doğru nefes almak ve diğeri ise kasları gevşetmektir.
www.serkanozkan.com.tr www.okunlp.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder