Üniversitede fizyoloji laboratuarındayız.
Konumuzun adı: Şartlı Refleks. Laboratuar asistanımız şartlı refleksi
tanımladı: Normalde bir davranışa karşı verilen tepkinin öğrenme yoluyla başka
bir davranışa verilmesi durumu. Ama kimse asistanı dinlemiyor ki. Masanın
üzerinde bir kafes var. Kafesin şeklini aşağıda görüyorsunuz. Kafesin beş
tarafı kapalı. Ön kısmında kafesin çatısına dek çıkmayan bir parmaklık bölümü
var. Kafesin içinde de bir beyaz fare. Fare biz geldiğimizde arka ayaklarının
üzerine dikelmiş iki eliyle tutuğu halka şeklindeki bir krakeri kemiriyordu.
Bizimle ilgilenmedi bile. Asistan anlatmaya devam ediyor: “Taban iki ayrı
bölümden oluşuyor. Her birinin altında fareyi öldürmeyecek ama rahatsız edecek
kadar elektrik veren düzenekle döşeli. Ben birinci yarıya elektrik vermeden
önce lambayı yakacağım. Sonra elektriği vereceğim. Fare rahatsız olup diğer
yarıya geçtiğinde yine o tarafa elektrik vermeden önce lambayı yakacağım. Başlangıçta
fare elektrik uyaranı ile karşılaştıktan sonra elektriksiz alan olan öbür
yarıya geçiyordu. Şimdi lambanın yanmasının ardından rahatsız olacağını biliyor
ve lamba yanar yanmaz öbür tarafa geçiyor. İşte! Elektrik uyaranına verdiği
tepki artık lambaya karşı veriliyor. Oysa lambanın yanması onu doğrudan rahatsız
etmiyor.”
Biz merakla beklemeye başladık. Asistan
lambayı yaktı. “Üç saniye sonra elektrik vereceğim” dedi. Lamba yanınca fare
krakeri bıraktı. Zıplayarak parmaklıkların üstündeki boşluğa ellerini koydu ve
oradan sarkarak ayaklarını tabana değmeyecek bir biçimde topladı. Fare bir
türlü olduğu yerden düşmüyor, asistan dürtüyor ama nafile. Asistan defalarca
lambayı yaktı söndürdü. Bir o tarafa bir bu tarafa elektrik verdi. Fare asılı
kaldığı yeri bırakmadı. Kahkahalarla gülüyoruz, gürültümüz dışarı taşıyor.
Asistan kan ter içinde. Gürültümüze fizyoloji dersimizin hocası geldi. Hoca
gelince asistan kontrol panelinden uzaklaştı. Bu arada fare asıldığı yerden
yere inmiş krakerini yeniden kemirmeye başlamıştı. Suratında gülümser gibi bir
ifade vardı. Hani bazı hayvanlarda doğal bir gülümseme hali vardır ya yunuslar
gibi. İşte öyle. Hoca durumu anlayınca gülmeye başladı. Bize dönerek sordu: “Bu
deneyden ne anladınız?” Hepimiz bir şeyler söyledik. Özetle, lamba yanınca
hayvan her iki tarafta da rahat edemeyeceğini anlamış elektrik olmadığını
keşfetmiş olduğu bir başka alana geçmişti. Sonuçta yine şartlı refleks söz
konusuydu.
Hocamız başını sallayarak, “Tamam!” dedi.
“Ama gözden kaçırdığınız bir şey var: Daima başka bir çözüm mevcuttur. Bu kısıtlı
koşullarda bile…”
www.serkanozkan.com.tr www.okunlp.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder